21 Ekim 2016 Cuma

SORGU MELEKLERİ: MÜNKER VE NEKİR


SORGU MELEKLERİ: MÜNKER VE NEKİR 

Kabir sorgusu konusunu incelerken öncelikle bu sorgulamayı yapacağı söylenen melekler hakkında kısaca bilgi vermek gerekmektedir.Sorgu meleklerine isim olarak verilen münker ve nekîr kelimelerinin kökeni hakkında bazı açıklamalar yapmakta fayda var.
  a)Nekr/Nekira Kelimesinin Anlamı ve Kur’an’daki Kullanımı
  Münker Ve nekîr kelimeleri n-k-r kökündendir ve lügatta “çirkin gösterilmiş,çok çirkin,tiksinilen” anlamlarına gelmektedir.Bu iki kelime Kur’an’da değişik kalıplarda ve anlamlarda kullanılmaktadır.Söz konusu kullanımların hemen hepsinde “çirkinlik,azap,kötü”gibi anlamlar mevcuttur.Şimdi bu kullanımlara ait örnekler vermek istiyoruz.
            1.Fiil olarak nekira,”yadırgamak,çekinmek,düşünülmeyen bir şeyin kalbe doğması-ki bu haliyle ilgili kelime bir tür cehalet-“ anlamına gelmektedir.”(Isfehani,age,.823;İbni Manzur,age,VI,4539-4540)
            İlgili ayetin meali:
            “Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce,onları yadırgadı ve onlardan dolayı içine bir korku düştü..”
            Bu ayetteki konu,Hz. İbrahim’in kendisine gelen melekleri tanımayıp onları yadırgaması ile ilgilidir.İşte ayette bu anlamdaki kelime nekira fiilidir.
            II.Aynı kökten dört harfli kalıptaki enkera/yünkiru fiili,”tanımamak,inkar etmek,korkup kaçmak,dehşete kapılmak,çekinmek,sakınmak,beğenmemek” şeklinde anlamlar vermektedir.Bu anlamdaki örneklerden birisi şöyledir.(Mealen)
            “Allah size ayetlerini gösteriyor.Şimdi,Alah’ın ayetlerinden hangisini inkar ediyorsunuz?”(Mü’min 40/81-ayrıca,Ra’d 13/36;Nahl 16/83)
                Yine dört harfli olarak,ancak münkirûn veya münkira kalıplarında da “inkar ediciler” anlamını vermektedir.(Yusuf 12/58;Nahl 16/22;Enbiya 21/50;Mü’minûn 23/69)
            III.Aynı kökten gelen nekkirû emri “değiştirmek” demektir.
            Mealen:
            “Onun tahtını değiştirin;bakalım tanıyacak mı,yoksa tanımayanlar arasında mı olacak?”(Neml 27/41)
            Buradaki konu Belkıs’ın tahtının değiştirilmesiyle ilgilidir ve kullanılan kelime de nekkirû emridir.
            IV. İsim olarak nükr ve nükür kelimeleri,”dehşetli,belalı,çirkin,kötü,bilinmeyen zor iş,felaket” anlamlarına gelmektedir.(Isfehani,age,s.824) Nükr şeklindeki kullanımlardan bir tanesi Kehf/1874’tedir:
             “Yine yürüdüler.Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında(melek) hemen onu öldürdü.(Musa) dedi ki:Tertemiz bir canı,bir can karşılığı olmaksızın(kimseyi öldürmediği halde)katlettin ha!Gerçekten sen çok kötü/fena bir şey yaptın.”
            Buradaki konu,Hz. Musa’nın bir melekle yaptığı bilgilendirme yolculuğunda*meleğin bir çocuğu öldürmesi olayıdır.Hz. Musa,melek çocuğu öldürünce onun için bu kelimeyi kullanmıştır;yani meleğin bu öldürme işinin ‘eşi benzeri olmayan.tarif edilemeyecek kadar kötü’ olduğunu ifade etmek için konuşmasında nükr sözcüğüne yer vermiştir.(Benzer bir anlamda kullanım için bk.Kamer 54/6)
            Bu konuda başka örnekler de vardır:Kehf 18/87 ve Talak 65/8’de yine aynı kelime,azap kelimesinin sıfatı olarak ve’ şiddetli,kötü,çetin’ anlamlarında kullanılmıştır.Ayrıca nükr kelimesinin münker anlamında ve ‘şiddetli iş’lerin sıfatı olarak kullanıldığı da ifade edilmektedir.(bk. Ebu Aburrahman el-Ferahidi Halil b. Ahmed,Kitabü’l- ayn,Beyrut,1988,V,355)
            V.İsm-i tafdil,mübalağa veya abartı sığasındaki enker kelimesi,’en çirkin,en kötü’ anlamına gelmekte ve sadece Lokman 31/19’da kullanılmaktadır.
            VI.Nekîr kelimesinin Kur’an’daki kullanımlarında ‘inkar etmek’ anlamı da söz konusudur.
            Mealen:
            “Allah’tan,geri çevrilmesi imkansız bir gün gelmezden önce Rabbinize uyun.Çünkü o gün,hiç biriniz sığınacak yer bulamazsınız,itiraz da edemezsiniz..”(Şura 42/47)
            Buradaki nekîr kelimesi,’inkar eden,inkara kalkışan’ anlamın gelmektedir.Yine bu kelime Kur’an’da ‘azap etmek,ceza vermek’ anlamlarında kullanılmaktadır.(örnek için bk.Hacc 22/44;Sebe 34/45;Fatır 35/26;Mülk 67/18)
                VII.İsm-i mef’ul olarak gelen münker de ‘kötü,sağlam aklın çirkin saydığı,dinin reddettiği,benimsemediği şey’ anlamlarına gelmektedir.Buna örnek olarak Maide 5/79.ayeti verebiliriz:
            “Onlar,işledikleri kötülükten,birbirini vazgeçirmeyle çalışmazlardı.And olsun,yaptıkları ne kötüdür!” Ayetteki ilgili kelime eliflamsız olarak münker şeklinde nekra gelmiştir.
            Benzer bur kullanım Mücadele 58/2’de söz konusudur:
            Eliflam takısıyla el-münker kelimesi,’salim bir aklın çirkinliğine hükmettiği ve dinin de çirkin saydığı her fiil”(Isfehani,age,s.823) anlamıyla Kur’an’da Ma’ruf kelimesinin karşıtı olarak da kullanılmaktadır.Ma’ruf,’iyi,hayırlı,yararlı,yapılması dinen emredilen şey’ler anlamını ifade ederken,münker de ‘kötü,çirkin,yasak’ anlamlarına gelmektedir:
            “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin dostudurlar.Onlar iyiliği emrederler,kötülükten alıkorlar.”(Tevbe 9/71) el-münker kelimesinin bu anlamıyla ilgili olarak Kur’an’da pek çok kullanım örneği vardır.(Al-i İmran 3/104;110,114;A’raf 7/157;Tevbe 9/67 vd..)
            VIII. Münker kelimesinin çoğulu olarak kullanılan ve bizce kabul edenleri tarafından kabirdeki sorgu meleklerine bu ismin verilmesine anlam olarak destek kabul edilebilecek münkerûn kelimesine de Kur’an’da yer verilmektedir:
            “Lut onlara,’Hakikaten siz,tanımayan kimselersiniz.”dedi.(Hicr 15/62)
            Buradaki konu,Hz. Lut’un,kavmini helak için gelen melekleri tanıyamamasıdır.Hz.Lut,melekler için korku manasını kapsayan ‘tanıyamama,çekinme’ anlamlarını da içeren bu kelimeyi kullanmıştır.Benzer bir ifade,Hz. İbrahim tarafından yine meleklere yönelik olarak kavmun münkerûn şeklinde yer almaktadır.
            Sorgu meleklerine verilen ve n-k-r kökünden türetilen münker ve nekîr isimlerinin Kur’an’da 37 ayetteki bütün kullanımlarında örneklerini bu şekilde ele almaya çalıştık.Gördük ki bu kelime ve değişik kalıplarının hiç birisinde bunlar meleklerin adı veya sıfatı olarak kullanılmamışlardır.Bu haliyle kabir sorgusunu yapacağına inanılan meleklerin isminin Kur’an’da yer almadığı son derece açık bir gerçektir.
            Bu açıklamalardan sonra,şimdi de sorgu meleklerine neden bu ismin verildiği konusuna değinmek istiyoruz.
                (Gelecek bölüm: Sorgu Meleklerine Münker-Nekîr Denmesinin Muhtemel Gerekçeleri)

            *Kehf Suresinin 65-82. ayetleri arasında yer alan ve Hz. Musa ile birlikte yolculuk yaptığı arkadaşı İslam kültüründe genellikle Hızır diye isimlendirilmesine rağmen bu konuda yaptığımız bir araştırmada söz konusu kişinin Hızır adında bir insan değil de bir melek olduğu ortayla konulmuştur.(bk.Mehmet Okuyan,Kur’an’da Gizemli Bir yolculuğun Kıssası”.Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi,sayı:XIII,İstanbul,2004)

Mehmet Okuyan Hocadan Düşündüren-Duygulandıran Yetim-Yoksul sohbeti


27 Nisan 2016 Çarşamba

İslam Hem Akıl Hem Vahiy Dinidir

İslam Hem Akıl, Hem de Vahiy Dinidir…

İslam Hem Akıl, Hem de Vahiy Dinidir…
İslam dininin akıl dini olup olmadığını, eğer bizler hala tartışıyorsak, inanın bizlerin Kur’an ile bağı tamamen kesilmiş demektir. Aklı ve düşünmeyi onaylamayan bir inancın, ayakta kalabileceğine nasıl inanırız. Kur’an aklıyla yaşayan, aklıyla her türlü medeniyeti kuran bir topluma indirildiyse, nasıl olur da Kur’an ın her konuda akla hitap etmediğini, İslam ın akıl dini olmadığını söyleriz.
Kur’an ayetlerinin akılla, düşünerek anlaşılması, onu beşerileştirmek anlamında değil, tam tersine bizler için gerçek bir rehber olduğunu gösterir. Bizlere rehber olarak gönderilen bir kitabın, bizler tarafından düşünerek, akılla anlaşılamayacağını söylememiz, aklını kullanmayan, körü körüne inanan bağnaz insanların sözleridir. Bunu bilen İslam düşmanları, güzelim inancımıza öyle batıl itikatlar sokmuşlardır ki, düşünme ve akıl devre dışı kalmıştır. Böyle olunca da, bu toplumu istedikleri gibi Allah ile aldatabilir ve istedikleri gibi sorgulamadan her şeye inandırabilirsiniz.
Ne yazık ki bu zihniyet başarılı oldu ve bugün bizlerin Kur’an ile bağı kesildi, her söyleneni sorgulamadan kabul eden bir toplum olduk. Bu bilgiler Allah katından mıdır diye, sorgulama gereği bile duymadık. ÇÜNKÜ DİN SORGULAMADAN, DÜŞÜNMEDEN YAŞANIR DÜŞÜNCESİNE İNANDIRILDIK. ELBETTE İMAN ETMENİN İLK ŞARTI KOŞULSUZ İNANMAKTIR. AMA ALLAH İMANIMIZI GÜÇLENDİRMEMİZ İÇİN, BİZLERİN DÜŞÜNEREK, ARAŞTIRARAK İMAN ETMEMİZİ ÖZELLİKLE KUR’AN DA İSTEMİŞTİR. Allah bunu istemişse, nasıl olurda İslam akıl dini değildir deriz. Sizlere bu konuda bazı örnekler vermek istiyorum. Bakın Rabbimiz ayetlerin sonunda, nasıl uyarıyor bizleri.
(Hâlâ düşünmüyor musunuz? Öğüt alan yok mudur? Fakat düşünen mi var. Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler. Düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak. Dileyen onu düşünüp öğüt alır.)
Bu uyarılardan da anlıyoruz ki, Allah indirdiği ayetleri bizlerin düşünerek, sindirmemizi, özümlememizi ve ondan sonra hayata geçirmemizi istiyor bizlerden. Hiçbir zaman körü körüne bir itaati emretmemiştir Kur’an. ÇÜNKÜ DÜŞÜNMEDEN KABUL EDİLEN BİR BİLGİ, İNANÇ ASLA SAĞLIKLI VE KALICI OLAMAZ.
Öyle yanlış düşünce ve inançlar vardır ki toplum arasında, Kur’an ın kabul etmesi mümkün değildir. Bu konuda bakın neler söyleniyor ve inanılıyor.
(İslam ın AKIL DİNİ olduğunu söylemek yanlış olur.)
(İslam akıl dini değil, nakil yani vahiy dinidir.)
Bu düşünce sahipleri, İSLAM AKIL DİNİ DEĞİL, VAHİY DİNİDİR demişlerdir. Buna inandırılmalarının nedeni, hurafe, batıl inançlarının, dine sokulan yalan ve iftiraların ortaya çıkmaması adınadır. Kur’an ın emirleri içinde, akla ve mantığa ters düşen her hangi bir bilgi var mıdır ki bizler böyle düşünüyoruz? Kur’an eğer bizleri düşünmeye sevk ediyorsa, bunu söylemek ve düşünmek, ancak Kur’an a yapılan bir iftiradır, saygısızlıktır. Bu tür söylemler, toplumun kafasını karıştırmak adınadır.
İslam inancına batılı, hurafeyi sokanlar, yalan ve iftiralarının devam edebilmesi için, toplumun aklını çelenler, dine nifak karıştıranlar, gerçeklerin ortaya çıkmaması içinde önlemlerini almışlardır. Böylece dine soktukları, akılla ve mantıkla açıklanamayan batılında, bu yolla yaşanmasının devam etmesi sağlanmıştır. Sizlere bir örnek vermek istiyorum. Bu örneği lütfen dine sokulan, Kur’an ın asla bahsetmediği, hüküm vermediği diğer konularla birlikte değerlendiriniz.
(Mesela altın takı erkeğe haramdır. Bunun ispatlanmış bir sebebi yoktur. Bu durumda mantık kuramıyoruz. Kur’an bunu belirtiyor. Peygamberimiz a.s.v. hadisleriyle bunu belirtmiş.)
Lütfen dikkat eder misiniz? Kim demiş erkeğin altın takamayacağını ve bunun HARAM olduğunu? KUR’AN IN ASLA BÖYLE BİR HÜKMÜ YOKTUR. Bu sözler Kur’an a iftiradır. Ama dine batıl ve hurafe sokanlar, peygamberimizin adını kullanarak ona iftira atanlar, böyle olduğunu söylüyor. Elbette bunları din zannedenler, akla ve mantığa uymayan yüzlerce konuların akıl ve mantıkla, Kur’an ile açıklanamadığını gördüklerinde, kendi inançlarının devamı için böyle yanlış bilgileri kullanacaklar ve peygamberimize de iftira atmaktan çekinmeyeceklerdir.
Tekrar etmek istiyorum, Kur’an özellikle akla ve düşünmeye vurgulama yapar. Bizlerin her söylenene inanmamamız içinde, düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı emreder. ÇÜNKÜ DÜŞÜNEN VE SORGULAYAN İNSANI, HİÇ KİMSE ALDATAMAZ, KANDIRAMAZ.
Kur’an akıl dini midir, vahiy dini midir diyerek toplumun aklını karıştıranlar, yalan ve iftiralarının ortaya çıkmasını istemeyenlerdir. Allah ın ayetler üzerinde bizlerin düşünmemizi istemesi, ayetlerin ne derece güçlü ve sağlam olduğunu gösterir. Ayrıca bizlerin ayetler üzerinde düşünmemiz, onu gerektiği ölçüde kavrayamadığımızda, kabul etmeyeceğimiz anlamını taşımaz. Tam tersine ayetleri daha iyi anlamamız için çaba harcamamızı, araştırmamızı sağlar.
Zaten ayetlerin bir kısmı dinin anası, temeli olan MUHKEM yani şüphe götürmeyecek kadar açık anlaşılan, bir kısmı da MÜTEŞABİH, yani zamanla ilimle, araştırmalarla anlaşılacak ayetlerdir. HİÇ KİMSE AYETLER ÜZERİNDE BEN BUNU ANLAMADIM, İNANMIYORUM DEMEZ VE DEMİYOR DA ZATEN. İMANIN GEREĞİ BUNU GEREKTİRİR. Ama araştırıp gönlümüzün ve aklımızın tatmin olması, İmanımızı güçlendireceği için, Allah araştırmamızı ve sorgulamamızı istemiştir.
Sorgulamak, araştırmak, incelemek doğruyu bulmak adına çaba harcamak demektir. Allah da bizlerin böyle kullar olmamızı özellikle istemiştir. Kur’an da bu konuyla ilgili uyarıda bulunarak, SAKIN EMİN OLMADIĞINIZ BİLGİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN, HESABINI SORARIM diye bizleri uyarmıştır. Allah Kur’an ın sınırlarını aşmayın, kâfirlerden olursunuz der bizlere. Daha da net bir uyarı yaparak, SİZLERİ YALNIZ KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEĞİM diyerek, sorumlu olduğumuz kitabın, bilgilerin yalnız Kur’an olduğunun altını çizmiştir, sınırları da belirlemiştir.
Gerçek bir Müslüman ın İMANI kanıta, bilgi ve belgeye dayanmalıdır. DİN VE İMAN ADINA, ŞÜPHE DUYMAYACAĞIMIZ TEK DELİL, BELGE VE KANIT YALNIZ KUR’AN DIR. BUNU SÖYLEYEN KUR’AN IN BİZZAT KENDİSİDİR. Peygamberimiz de yalnız Kur’an ı tebliğ etmek ve yalnız Kur’an ile hükmetmek görevi almıştır. Onun içinde Allah, yalnız Kur’an ın ipine sarılın ve Kur’an ın sınırlarını sakın aşmayın diye uyarır bizleri. Allah aklını kullanmadan, körü körüne inananlara bakın nasıl bir uyarıda bulunuyor.
Yunus 
100: Allah’ın izni olmadıkça hiç kimse inanamaz. O, AKLINI KULLANMAYANLARA KÖTÜ BİR AZAB VERİR. 
(Diyanet eski meali)
Sizce bu uyarıyı alan bizler, İslam dini hala akıl dini değildir diyerek, aklı önemsemeyen bir tavır içinde olmamız normal midir? Buna inanarak, böylece vahye/Kur’an a saygı gösterdiğine inananlar batılın, hurafenin ve şeytanın tuzağına çok daha kolay düşeceklerini unutmamalıdırlar. Rabbimiz geleceği bilen ve ona göre önlemler alandır. Onun içinde bizleri uyarıyor ve düşünmeye davet ediyor. Akıl asla alt edilemeyen, yenilemeyen bir güçtür. ONUN İÇİN ALLAH KUR’AN İÇİN İLİMDİR, NURDUR DİYOR. HANGİ İLİM AKILLA TERS DÜŞER. Allah Kur’an ın birçok ayetinde, bizleri bu dünyada imtihan ettiğini söyler.
Ankebut 
2: İnsanlar, “İnandık” demekle İMTİHAN EDİLMEDEN bırakılacaklarını mı zannederler. 
(Diyanet meali)
Sizlere sormak isterim, madem Allah bizleri bu dünyada imtihan ediyor, aklımızı kullanmamızı emrediyor, düşünmemizi istiyor, sizce aklın onaylanmadığı, akılla bağdaşmayan kanun ve kurallardan bizleri sorumlu tutarak, imtihan eder mi? Aklın onaylamadığını kabul eden, akılsızdır. Böyle bir insanın imtihandan geçerek, Allah ın sevgili kulu olması ve Rabbimizin vaat ettiği cennetine layık olmasını nasıl düşünürüz. Allah birçok ayetinde düşünen yok mu, düşünün diye uyaracak, daha sonrada aklın onaylamadığı bilgilerden, bizleri imtihan edecek, sorumlu tutacak öylemi dostlar?
SON OLARAK ŞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ. İSLAM HEM AKIL, HEM DE VAHİY DİNİDİR. ALLAH AYETİNİ İNDİRİR, DAHA SONRADA İNDİRDİĞİ AYETLER ÜZERİNDE BİZLERİN DÜŞÜNMEMİZİ EMREDEREK, BUNLARDAN BİZLERİ İMTİHAN EDER. ÇÜNKÜ AKILLA VAHİY BİR BÜTÜNDÜR. AYETLER ÜZERİNDE DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE, ALLAH IN UYARI VE TAVSİYELERİ EN DOĞRU ŞEKİLDE ANLAŞILACAK VE İMANIMIZDA KALICI VE GÜÇLÜ OLACAKTIR.
Lütfen bu konulara daha dikkatle yaklaşarak, Allah ın rehberi FURKAN a saygılı olalım ve onu aklın, mantığın, ilmin dışına çıkarmaya çalışmayalım. Bunu yaparsak şeytana hizmet etmiş oluruz, hurafe ve batılın tuzağına düşmekten de, asla kurtulamayız.

Uydurma Hadisler

Hadisler çoğu zaman kur`an-ı kerime eş tutularak kullanılmakta ve bunun sonucunda yalan yanlış şeyler ortaya çıkmaktadır. Şu bilinen bir gerçektir ki hadislerin büyük çoğunluğu uydurma ya da çarpıtmadır. Bu uydurma hadislerin genel sebebi, Kuran-ı Kerim`i değiştiremeyince, kendi dünya görüşlerini ve despotluklarını(genelde kadınlara) geçerli kılmak içindir. Veya aslen islam düşmanlarınca araya sıkıştırılması sağlanmış olması büyük bir olasılıktır. İlk çıktığı dönemden bugüne kadar islamı yok etme çalışmaları hep sürmüştür.


Hatta çok sahih kabul edilen buhari, muslim gibi hadis rivayetçilerin eserleri içinde bile bu uydurma hadisler vardır. belki kendileri yaptı bunu ya da belki kendilerinden sonrakiler bu hadis kitaplarına sonradan ekleme yaparak onlar yazmış gibi gösterdiler. Bu hadisler bu kitaplara bile nasıl girmiş olursa olsun insanlar dogmatik bakışlarından artık kurtulmak zorundadır.
Hadisler içerisinde yer alan saçma sapan uydurulmuş ya da çarptırılmış öyle hadisler var ki, çoğu müslüman bu hadislere göre hüküm vermektedir Kur`an-ın yerine. Din alimleri Hz. Muhammed`in, sözlerinin kitap haline getirilmesini yasakladığını(ayetler ile karıştırılacağını düşündüğü için) söylerler ama bir yandan da hadis olayını savunurlar.
Biz Hadislere fazla güvenmeyin, onları ölçü almayın deyincede “peygambere itaat edin” ayetlerini getirirler. iyi de o zaman siz neden itaat etmediniz? Daha bu kişiler itaatsizlik yapmış oluyorlar. Ne? Gerek mi duyuldu bu sözlere? Neden? kuran yetmiyor mu? Akılsız mısınız anlamıyor musunuz yazanları? Öyle iseniz bir sözüm olamaz. Allah akıl fikir versin, ne diyelim?
Elbet hadisler için de yazan saçma sapan uydurma hadisler islam karşıtları tarafından da ballandıra ballandıra kullanılmaktadır, gerçekten söyledi peygamberiniz bu sözleri bakın şuna dercesine. Komiktir ki diğer yandan da mucizevi arz eden hadisleri kabul etmezler, gerçek değil, efsane derler. Bu biraz iki yüzlülük değilde nedir?
Gelelim şu meşhur hadislere. Bazı hadislerin kendi içerisinde çeliştiğini görünce sizler de şaşacaksınız. O zaman şu soruyu sorun kendinize. Nasıl güvenecegiz bu buhari, timriz hadis kitaplarına? cevap basit. Güvenmeyeceksiniz. Kur`an-ı Kerim`e güvenin. Onunla zıtlaşan tüm hadisleri unutun. Bu kadar basit işte. (elbet bunun içinde önce kuranı okumak anlamak lazım. )
“Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazı bozulur” (Buhari 8/102; Hanbel 4/86).
“Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmesini emreden ayet, Ayşe`nin döşeğinin altındaki sahifede yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Ayşe onun defin işlemleriyle meşgul iken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sahifeyi yedi ve böylece taşlama cezası Kuran`dan çıktı; ama hükmü devam ediyor” (İbni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131, 132, 183; 6/269).
“Keçinin yemesi sonucu Kuran`dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran`a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi” (Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).
“Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama cezasını uyguluyorlardı. Onları bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim” (Buhari 63/27). (şaka gibi zina yapan maymun. evlenmemiş terbiyesizler)
Bu iki hadise dikkat. Zıtlaşma var.
“Peygamber hiç bir vakit ayak üstünde işemedi” (Hanbel 4/196; 6/136, 192, 213).
“Peygamberin ayak üstünde işediğini gördüm” (Buhari 4/60, 62; Hanbel 4/246; 5/382, 394).
“Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine`ye gelerek müslüman oldular. Medine`nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar va çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı. Ellerini ve ayaklarını kesti. Gözlerini oydu. Çölde susuz ölüme terketti. Biz onlara su vermek isteyince Peygamber bizi engelledi” (Buhari 56/152, Tıb 5/1; Hanbel 3/107, 163)
“Musa ölüm meleğinden çok korkuyordu. Bir gün ölüm meleği canını almaya gelince meleğin yüzüne tokat atıp bir gözünü çıkardı” “Allah`ın elçileri arasında ayırım yapmayınız. Ben, Yunus peygamberden bile üstün değilim” (Buhari 65/4, 5; Hanbel 1/205, 242, 440; 2/405, 468).
“Ben Adem oğullarının efendisiyim” (Hanbel 1/5; 5/540, 388).
“Hesap günü tüm peygamberler korku içinde canlarının derdinde iken, sadece ben ümmetimi düşüneceğim” (Buhari 97/36).
“Uğursuzluk üç şeydedir, at, ev ve kadın” (Buhari 76/53).
“Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi” (Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113).
“Dünya balığın üzerindedir. Balık başını sallayınca dünyada depremler olur” (İbni Kesir, 2/29; 50/1).
“Liderler mutlaka Kureyş kabilesinden seçilmelidir” (Buhari 3/129, 183; 4/121; 86/31).
“Tüm kara köpekleri öldürünüz. Çünkü onlar şeytandır” (Hanbel 4/85; 5/54).
“Karga fasıktır” (Buhari 59/16; Hanbel 2/52).
“Allah zamandır” (Muvatta 56/3).
“Allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir” (Buhari 97/24, 10/129 ve 68. surenin tefsiri).
“Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti” (Buhari).
“Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar Zeynep`le yatardı” (Buhari, Hibe/.
“Peygamberin izniyle ihramdan çıkıp Mina`da bulunan kadınlarımıza yöneldik.
Zekerlerimizden meni damlıyordu ” (Buhari, Hac/81; Müslim Hacc/141).
“Peygamber öldüğünde, zırhı birkaç kilo arpa karşılığında bir Yahudi`nin yanında rehin duruyordu” (Buhari 34/14, 33, 88; Hanbel 1/300; 6/42, 160, 230).
“Peygamber, Medine`de bir yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı. ” (Buhari 59/11; 76/47; Hanbel 6/57; 4/367).
“Sol elinizle yemeyiniz, içmeyiniz; çünkü şeytan sol eliyle yer içer” (Hanbel 2/8, 33).
Gördüğünüz gibi buraya kadar yazan sözde hadisler Kur`an-ı Kerim`e ters düşen, akla mantığa uymayan saçma sapan sözlerdir. Elbet bunlar sadece küçük bir kısmı.
Hadisi alternatif kaynak olarak görenler (hüküm çıkarmak için.. vs) bir de şu aşağıda ki hadislere baksınlar lütfen.
“Ömer, peygamberden, halkın doğru yoldan sapmamaları için kendisine birşeyler söyleyip yazmasını istediğinde; Peygamber: `Allah`ın Kitabı bize yeter` dedi” (Buhari İtisam 26, İlim39, Cenaiz 32, Merza 17; Müslim Cenaiz 23, Vasaya 22).
“Kuran`dan başka hidayet kaynağı arayan sapıtmıştır” (Tirmizi 2906).
Kuran bize yeter kardeşlerimiz. Hadisler kaynak olarak kullanılamaz. Kuran bunu yeterince açıklamıştır.
Allah size Kitap`ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah`ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma.
Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O`nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O.
(Enam Suresi 114-115)
Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur`an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir. (Yusuf Suresi 111)
İşte bunlar, Allah`ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah`tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar? ! (Casiye Suresi 6)
İşte onlardır Rablerinden bir kılavuzlanma üzere olanlar; işte onlardır gerçek kurtuluşu bulanlar.
İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır. (Lokman Suresi 5- 6)

15 Ocak 2016 Cuma

Kabir Azabı Var mı-Mehmet oKUYAN VE EBU HANİFENİN CEVABI


Hz.Ademin çocukları çaprazlama mı evlendi-Mehmet Okuyan-Caner Taslaman


OKUDUN MU ALAK SURESİ-MEHMET OKUYAN


Bugünkü pratiğimizle kuran ve hayat ilişkisi-Mehmet Okuyan


NAMAZ SURELERİ VE İKİ FIKRA-MEHMET OKUYAN


NAMAZIN ÖNEMİ VE HİKMETİ-MEHMET OKUYAN


LEYL SURESİ-MEHMET OKUYAN


SATIR ARASI-MEHMET OKUYAN


HZ İBRAHİM OĞLUNU KESMEKLE Mİ EMROLUNDU


MEHMET OKUYAN-ÜSKÜDAR KONFERANSI


CİHAD,ŞERİAT,HALİFELİK-MEHMET OKUYAN


ENVARUL KURAN-MEHMET OKUYAN


Erkek Çocukların Sünnet Edilmesi Nerden Geliyor


Kuranı Doğru anlamak ve ölüm


10 Ocak 2016 Pazar

Allah'a teslim olmalıyız!... RABITA ŞİRK'TİR


Mehmet Okuyan Mezhep İnancı


4 Mezhep imamlarını nasıl görmeliyiz


Mehmet Okuyan Nihat Hatipoğlu Tartışması


Şaka İman kaybımıza sebeb olabilir


Mehmet Okuyan Bütün Kurtarıcılardan Kurtulmaya Çağırdı (Şefaatçilik Hastalığı)


Mehmet Okuyan - Rabıtayı Kur'an'la Mücadele Eden Şeytanlar Uydurdu


Sevr Mağarasının Girişinde Örümcek ve Güvercin Yoktu - Prof.Dr.Mehmet Okuyan


Meryem Suresi




1.Kef ha ya ayn sad
2.Zikru rahmeti rabbike abdehu zekeriyya
3.İz nada rabbehu nidaen hafiyya
4.Kale rabbi innı vehenel azmü minnı veştealer ra'sü şeybev ve lem eküm bi düaike rabbi şekıyya
5.Ve innı hıftül mevaliye miv veraı ve kanetimraetı akıran feheb lı mil ledünke veliyya
6.Yerisüni ve yerisü min ali ya'kube vec'alhü rabbi radıyya
7.Ya zekeriyya inna nübeşşiruke bi ğulaminismühu yahya lem nec'al lehu min kablü semiyya
8.Kale rabbi enna yekunü lı ğulamüv ve kanetimraeti akırav ve kad belağtü minel kiberi ıtiyya
9.Kale kezalik kale rabbüke hüve aleyye heyyinüv ve kad halaktüke min kablü ve lem tekü şey'a
10.Kale rabbic'al lı ayeh kale ayetüke ella tükellimen nase selase leyalin seviyya
11.Fe harace ala kavmihı minel mıhrabi fe evha ileyhim en sebbihu bükratev ve aşiyya
12.Ya yahya huzil kitabe bi kuvveh ve ateynahül hukme abiyya
13.Ve hananem mil ledünna ve zekah ve kane tekıyya
14.Ve berram bi valideyhi ve lem yekün cebbaran asıyya
15.Ve selamün aleyhi yevme vülide ve yevme yemutü ve yevme yüb'asü hayya
16.Vezkür fil kitabi meryem izintebezet min ehliha mekanen şerkıyya
17.Fettehazet min dunihim hıcaben fe erselna ileyha ruhana fe temessele leha beşaren seviyya
18.Kalet innı euzü bir rahmani minke in künte tekıyya
19.Kale innema ene rasulü rabbiki li ehebe leki ğulamen zekiyya
20.Kalet enna yekunü li ğulamüv ve lem yemsesnı beşeruv ve lem ekü beğıyya
21.Kale kezalik kale rabbüki hüve aleyye heyyin ve li nec'alehu ayetel linnasi ve rahmetem minna ve kane emram makdıyya
22.Fe hamelethü fentebezet bihı mekanen kasıyya
23.Fe ecaehel mehadu ila ciz'ın nahleh kaletya leytenı mittü kable haza ve küntü nesyem mensiyya
24.Fe nadaha min tahtiha ella tahzenı kad ceale rabbüki tahteki seriyya
25.Ve hüzzı ileyki bi ciz'ın nahleti tüsakıt aleyki rutaben ceniyya
26.Fe külı veşrabı ve karrı ayna fe imma terayinne minel beşeri ehaden fe kulı innı nezertü lir rahmani savmen fe len ükellimel yevme insiyya
27.Fe etet bihı kavmeha tahmilüh kalu ya meryemü le kad ci'ti şey'en feryya
28.Ya uhte harune ma kane ebukimrae sev'iv ve ma kanet ümmüki beğıyya
29.Fe eşarat ileyhi kalu keyfe nükelimü men kane fil mehdi sabiyya
30.Kale innı abdüllahi ataniyel kitabe ve cealenı nebiyya
31.Ve cealenı mübaraken eyne ma küntü ve evsanı bis salati vez zekati ma dümtü hayya
32.Ve berram bi validetı ve lem yec'alnı cebbaran şekıyya
33.Vesselamü aleyye yevme vülidtü ve yevme emutü ve yevme üb'asü hayya
34.Zalike ıysebnü meryem kavlel hakkıllezı fıhi yemterun
35.Ma kane lillahi ey yettehıze miv veledin sübhaneh iza kada emran fe innema yekulü lehu küm fe yekun
36.Ve innellahe rabbı ve rabbüküm fa'büduh haza sıratum müstekıym
37.Fahtelefel ahzabü mim beynihim fe veylül lillezıne keferu mim meşhedi yevmin azıym
38.Esmı'bihim ve ebsır yevme ye'tunena lakiniz zalimunel yevme fı dalalim mübın
39.Ve enzirhüm yevmel hasrati iz kudıyel emr ve hüm fı ğafletiv ve hüm la yü'minun
40.İnna nahnü nerisül erda ve men aleyha ve ileyna yürceun
41.Vezkür fil kitabi ibrahım innehu kane sıddıkan nebiyya
42.İz kale li ebıhi ya ebeti lime ta'büdü ma la yesmeu ve la yübsıru ve la yuğnı anke şey'a
43.Ya ebeti innı kad caenı minel ılmi ma lem ye'tike fettebı'nı ehdike sıratan seviyya
44.Ya ebeti la ta'büdiş şeytan inneş şeytane kane lir rahmani asıyya
45.Ya ebeti ninı ehafü ey yemesseke azabüm miner rahmani fe tekune liş şeytani veliyya
46.Kale erağıbün ente an alihetı ya ibrahım leil lem tentehi le ercümenneke vehcürnı meliyya
47.Kale selamün aleyk se estağfiru leke rabbı innehu kane bı hafiyya
48.Ve a'tezilüküm ve ma ted'une min dunillahi ve ed'u rabbı asa ella ekune bi düai rabbı şekıyya
49.Felemma'tezelehüm ve ma ya'büdune min dunillahi vehebna lehu ishaka ve ya'kub ve küllen cealna nebiyya
50.Ve vehebna lehüm mir rahmetina ve cealna lehüm lisane sıdkın aliyya
51.Vezkür fil kitabi musa innehu kane muhlesav ve kane rasulen nebiyya
52.Ve nadeynahü min canibit turil eymeni ve karrabnahü neciyya
53.Ve vehebna lehu mir rahmetina ehahü harune nebiyya
54.Vezkür fil kitabi ismaıyle innehu kane sadikal va'di ve kane rasulen nebiyya
55.Ve kane ye'müru ehlehu bis salati vez zekati ve kane ınde rabbihı merdıyya
56.Vezkür fil kitabi idrıse innehu kane sıddıkan nebiyya
57.Ve rafa'nahü mekanen aliyya
58.Ülaikellezıne en'amellahü aleyhim minen nebiyyıne min zürriyyeti ademe ve mimmen hamelna mea nuhıv ve min zürriyyeti ibrahıme ve israıle ve mimmen hedeyna vectebeyna iza tütla aleyhim ayatür rahmani harru süccedev ve bükiyya
59.Fe halefe mim ba'dihim halfün edaus salate yettebeuş şehevati fe sevfe yelkavne ğayya
60.İlla men tabe ve amene ve amile salihan fe ülaike yedhulunel cennete ve la yuzlemune şey'a
61.Cennati adninilletı veader rahmanü ıbadehu bil ğayb innehu kane va'dühu me'tiyya
62.La yesmeune fıha bükratev ve aşiyya
63.Tilkel cennetülletı nurisü min ıbadina men kane tekıyya
64.Ve ma netezzelü illa bi emri rabbik lehu ma beyne eydına ve ma halfena ve ma beyne zalik ve ma kane rabbüke nesiyya (58. Ayet secde ayetidir.)
65.Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma fa'büdhü vastabir li ıbadetih hel ta'lemü lehu semiyya
66.Ve yekulül insanü e iza ma mittü le sevfe uhracü hayya
67.E ve la yezkürul insanü enna halaknahü min kablü ve lem yekü şey'a
68.Fe ve rabbike le nahşürannehüm veş şeyatıyne sümme le nuhdırannehüm havle cehenneme cisiyya
69.Sümme lenenzianne min külli şıatin eyyühüm eşeddü aler rahmani ıtiyya
70.Sümme le nahnü a'lemü billezıne hüm evla biha sıliyya
71.Ve im minküm illa varidüha kane ala kabbike hatmem makdıyya
72.Sümme nüneccillezınet tekav ve nezeruz zalimıne fıha cisiyya
73.Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin kalellezıne keferu lillizıne amenu eyyül ferıkayni hayrum mekamev ve ahsenü nediyya
74.Ve kem ehlekna kablehüm min karnin hüm ahsenü esasev ve ri'ya
75.Kul men kane fid dalaleti felyemdüd lehür rahmanü medda hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah fe seya'lemune men hüve şerrum mekanev ve ad'afü cünda
76.Ve yezıdüllahüllezınehtedev hüda vel bakıyatüs salihatü hayrun ınde rabbike sevabev ve hayrum meradda
77.E fe raeytellezı kefera bi ayatina ve kale leuteyenne malev ve veleda
78.Ettaleal ğaybe emittehaze ınder rahmani ahda
79.Kella senektübü ma yekulü ve nemüddü lehu minel azabi medda
80.Ve nerisühu ma yekulü ve ye'tına ferda
81.Vettehazu min dunillahi alihetel li yekunu lehüm ızza
82.Kella seyekfürune bi ıbadetihim ve yekunune aleyhim dıdda
83.E lem tera enna erselneş şeyatıyne alel kafirıne teüzzühüm ezza
84.Fe la ta'cel aleyhim innema neuddülehüm adda
85.Yevme nahşürul müttekıyne iler rahmani vefda
86.Ve nesukul mücrimıne ila cehenneme virda
87.La yemlikuneş şefaate illa menttehaze ınder rahmani ahda
88.Ve kalittehazer rahmanü veleda
89.Le kad ci'tüm şey'en idda
90.Tekadüs semavatü yetefettarne minhü ve tenşekkul erdu ve tehırrul cibalü hedda
91.En deav lirrahmani veleda
92.Ve ma yembeğıy lir rahmani ey yettehıze veleda
93.İn küllü men fis semavate vel erdı illa atir rahmani abda
94.Le kad ahsahüm ve addehüm adda
95.Ve küllühüm atıhi yevmel kıyameti ferda
96.İnnellezıne amenu ve amilus salihati se yec'alü lehümür rahmanu vüdda
97.Fe innema yessernahü bi lisanike li tübeşşira bihil müttekıyne ve tünzira bihı kavmel lüdda
98.Ve kem ehlekna kablehüm min karn hel tühussü minhüm min ehadin ev temeu lehüm rikza