27 Nisan 2016 Çarşamba

İslam Hem Akıl Hem Vahiy Dinidir

İslam Hem Akıl, Hem de Vahiy Dinidir…

İslam Hem Akıl, Hem de Vahiy Dinidir…
İslam dininin akıl dini olup olmadığını, eğer bizler hala tartışıyorsak, inanın bizlerin Kur’an ile bağı tamamen kesilmiş demektir. Aklı ve düşünmeyi onaylamayan bir inancın, ayakta kalabileceğine nasıl inanırız. Kur’an aklıyla yaşayan, aklıyla her türlü medeniyeti kuran bir topluma indirildiyse, nasıl olur da Kur’an ın her konuda akla hitap etmediğini, İslam ın akıl dini olmadığını söyleriz.
Kur’an ayetlerinin akılla, düşünerek anlaşılması, onu beşerileştirmek anlamında değil, tam tersine bizler için gerçek bir rehber olduğunu gösterir. Bizlere rehber olarak gönderilen bir kitabın, bizler tarafından düşünerek, akılla anlaşılamayacağını söylememiz, aklını kullanmayan, körü körüne inanan bağnaz insanların sözleridir. Bunu bilen İslam düşmanları, güzelim inancımıza öyle batıl itikatlar sokmuşlardır ki, düşünme ve akıl devre dışı kalmıştır. Böyle olunca da, bu toplumu istedikleri gibi Allah ile aldatabilir ve istedikleri gibi sorgulamadan her şeye inandırabilirsiniz.
Ne yazık ki bu zihniyet başarılı oldu ve bugün bizlerin Kur’an ile bağı kesildi, her söyleneni sorgulamadan kabul eden bir toplum olduk. Bu bilgiler Allah katından mıdır diye, sorgulama gereği bile duymadık. ÇÜNKÜ DİN SORGULAMADAN, DÜŞÜNMEDEN YAŞANIR DÜŞÜNCESİNE İNANDIRILDIK. ELBETTE İMAN ETMENİN İLK ŞARTI KOŞULSUZ İNANMAKTIR. AMA ALLAH İMANIMIZI GÜÇLENDİRMEMİZ İÇİN, BİZLERİN DÜŞÜNEREK, ARAŞTIRARAK İMAN ETMEMİZİ ÖZELLİKLE KUR’AN DA İSTEMİŞTİR. Allah bunu istemişse, nasıl olurda İslam akıl dini değildir deriz. Sizlere bu konuda bazı örnekler vermek istiyorum. Bakın Rabbimiz ayetlerin sonunda, nasıl uyarıyor bizleri.
(Hâlâ düşünmüyor musunuz? Öğüt alan yok mudur? Fakat düşünen mi var. Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler. Düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak. Dileyen onu düşünüp öğüt alır.)
Bu uyarılardan da anlıyoruz ki, Allah indirdiği ayetleri bizlerin düşünerek, sindirmemizi, özümlememizi ve ondan sonra hayata geçirmemizi istiyor bizlerden. Hiçbir zaman körü körüne bir itaati emretmemiştir Kur’an. ÇÜNKÜ DÜŞÜNMEDEN KABUL EDİLEN BİR BİLGİ, İNANÇ ASLA SAĞLIKLI VE KALICI OLAMAZ.
Öyle yanlış düşünce ve inançlar vardır ki toplum arasında, Kur’an ın kabul etmesi mümkün değildir. Bu konuda bakın neler söyleniyor ve inanılıyor.
(İslam ın AKIL DİNİ olduğunu söylemek yanlış olur.)
(İslam akıl dini değil, nakil yani vahiy dinidir.)
Bu düşünce sahipleri, İSLAM AKIL DİNİ DEĞİL, VAHİY DİNİDİR demişlerdir. Buna inandırılmalarının nedeni, hurafe, batıl inançlarının, dine sokulan yalan ve iftiraların ortaya çıkmaması adınadır. Kur’an ın emirleri içinde, akla ve mantığa ters düşen her hangi bir bilgi var mıdır ki bizler böyle düşünüyoruz? Kur’an eğer bizleri düşünmeye sevk ediyorsa, bunu söylemek ve düşünmek, ancak Kur’an a yapılan bir iftiradır, saygısızlıktır. Bu tür söylemler, toplumun kafasını karıştırmak adınadır.
İslam inancına batılı, hurafeyi sokanlar, yalan ve iftiralarının devam edebilmesi için, toplumun aklını çelenler, dine nifak karıştıranlar, gerçeklerin ortaya çıkmaması içinde önlemlerini almışlardır. Böylece dine soktukları, akılla ve mantıkla açıklanamayan batılında, bu yolla yaşanmasının devam etmesi sağlanmıştır. Sizlere bir örnek vermek istiyorum. Bu örneği lütfen dine sokulan, Kur’an ın asla bahsetmediği, hüküm vermediği diğer konularla birlikte değerlendiriniz.
(Mesela altın takı erkeğe haramdır. Bunun ispatlanmış bir sebebi yoktur. Bu durumda mantık kuramıyoruz. Kur’an bunu belirtiyor. Peygamberimiz a.s.v. hadisleriyle bunu belirtmiş.)
Lütfen dikkat eder misiniz? Kim demiş erkeğin altın takamayacağını ve bunun HARAM olduğunu? KUR’AN IN ASLA BÖYLE BİR HÜKMÜ YOKTUR. Bu sözler Kur’an a iftiradır. Ama dine batıl ve hurafe sokanlar, peygamberimizin adını kullanarak ona iftira atanlar, böyle olduğunu söylüyor. Elbette bunları din zannedenler, akla ve mantığa uymayan yüzlerce konuların akıl ve mantıkla, Kur’an ile açıklanamadığını gördüklerinde, kendi inançlarının devamı için böyle yanlış bilgileri kullanacaklar ve peygamberimize de iftira atmaktan çekinmeyeceklerdir.
Tekrar etmek istiyorum, Kur’an özellikle akla ve düşünmeye vurgulama yapar. Bizlerin her söylenene inanmamamız içinde, düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı emreder. ÇÜNKÜ DÜŞÜNEN VE SORGULAYAN İNSANI, HİÇ KİMSE ALDATAMAZ, KANDIRAMAZ.
Kur’an akıl dini midir, vahiy dini midir diyerek toplumun aklını karıştıranlar, yalan ve iftiralarının ortaya çıkmasını istemeyenlerdir. Allah ın ayetler üzerinde bizlerin düşünmemizi istemesi, ayetlerin ne derece güçlü ve sağlam olduğunu gösterir. Ayrıca bizlerin ayetler üzerinde düşünmemiz, onu gerektiği ölçüde kavrayamadığımızda, kabul etmeyeceğimiz anlamını taşımaz. Tam tersine ayetleri daha iyi anlamamız için çaba harcamamızı, araştırmamızı sağlar.
Zaten ayetlerin bir kısmı dinin anası, temeli olan MUHKEM yani şüphe götürmeyecek kadar açık anlaşılan, bir kısmı da MÜTEŞABİH, yani zamanla ilimle, araştırmalarla anlaşılacak ayetlerdir. HİÇ KİMSE AYETLER ÜZERİNDE BEN BUNU ANLAMADIM, İNANMIYORUM DEMEZ VE DEMİYOR DA ZATEN. İMANIN GEREĞİ BUNU GEREKTİRİR. Ama araştırıp gönlümüzün ve aklımızın tatmin olması, İmanımızı güçlendireceği için, Allah araştırmamızı ve sorgulamamızı istemiştir.
Sorgulamak, araştırmak, incelemek doğruyu bulmak adına çaba harcamak demektir. Allah da bizlerin böyle kullar olmamızı özellikle istemiştir. Kur’an da bu konuyla ilgili uyarıda bulunarak, SAKIN EMİN OLMADIĞINIZ BİLGİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN, HESABINI SORARIM diye bizleri uyarmıştır. Allah Kur’an ın sınırlarını aşmayın, kâfirlerden olursunuz der bizlere. Daha da net bir uyarı yaparak, SİZLERİ YALNIZ KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEĞİM diyerek, sorumlu olduğumuz kitabın, bilgilerin yalnız Kur’an olduğunun altını çizmiştir, sınırları da belirlemiştir.
Gerçek bir Müslüman ın İMANI kanıta, bilgi ve belgeye dayanmalıdır. DİN VE İMAN ADINA, ŞÜPHE DUYMAYACAĞIMIZ TEK DELİL, BELGE VE KANIT YALNIZ KUR’AN DIR. BUNU SÖYLEYEN KUR’AN IN BİZZAT KENDİSİDİR. Peygamberimiz de yalnız Kur’an ı tebliğ etmek ve yalnız Kur’an ile hükmetmek görevi almıştır. Onun içinde Allah, yalnız Kur’an ın ipine sarılın ve Kur’an ın sınırlarını sakın aşmayın diye uyarır bizleri. Allah aklını kullanmadan, körü körüne inananlara bakın nasıl bir uyarıda bulunuyor.
Yunus 
100: Allah’ın izni olmadıkça hiç kimse inanamaz. O, AKLINI KULLANMAYANLARA KÖTÜ BİR AZAB VERİR. 
(Diyanet eski meali)
Sizce bu uyarıyı alan bizler, İslam dini hala akıl dini değildir diyerek, aklı önemsemeyen bir tavır içinde olmamız normal midir? Buna inanarak, böylece vahye/Kur’an a saygı gösterdiğine inananlar batılın, hurafenin ve şeytanın tuzağına çok daha kolay düşeceklerini unutmamalıdırlar. Rabbimiz geleceği bilen ve ona göre önlemler alandır. Onun içinde bizleri uyarıyor ve düşünmeye davet ediyor. Akıl asla alt edilemeyen, yenilemeyen bir güçtür. ONUN İÇİN ALLAH KUR’AN İÇİN İLİMDİR, NURDUR DİYOR. HANGİ İLİM AKILLA TERS DÜŞER. Allah Kur’an ın birçok ayetinde, bizleri bu dünyada imtihan ettiğini söyler.
Ankebut 
2: İnsanlar, “İnandık” demekle İMTİHAN EDİLMEDEN bırakılacaklarını mı zannederler. 
(Diyanet meali)
Sizlere sormak isterim, madem Allah bizleri bu dünyada imtihan ediyor, aklımızı kullanmamızı emrediyor, düşünmemizi istiyor, sizce aklın onaylanmadığı, akılla bağdaşmayan kanun ve kurallardan bizleri sorumlu tutarak, imtihan eder mi? Aklın onaylamadığını kabul eden, akılsızdır. Böyle bir insanın imtihandan geçerek, Allah ın sevgili kulu olması ve Rabbimizin vaat ettiği cennetine layık olmasını nasıl düşünürüz. Allah birçok ayetinde düşünen yok mu, düşünün diye uyaracak, daha sonrada aklın onaylamadığı bilgilerden, bizleri imtihan edecek, sorumlu tutacak öylemi dostlar?
SON OLARAK ŞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ. İSLAM HEM AKIL, HEM DE VAHİY DİNİDİR. ALLAH AYETİNİ İNDİRİR, DAHA SONRADA İNDİRDİĞİ AYETLER ÜZERİNDE BİZLERİN DÜŞÜNMEMİZİ EMREDEREK, BUNLARDAN BİZLERİ İMTİHAN EDER. ÇÜNKÜ AKILLA VAHİY BİR BÜTÜNDÜR. AYETLER ÜZERİNDE DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE, ALLAH IN UYARI VE TAVSİYELERİ EN DOĞRU ŞEKİLDE ANLAŞILACAK VE İMANIMIZDA KALICI VE GÜÇLÜ OLACAKTIR.
Lütfen bu konulara daha dikkatle yaklaşarak, Allah ın rehberi FURKAN a saygılı olalım ve onu aklın, mantığın, ilmin dışına çıkarmaya çalışmayalım. Bunu yaparsak şeytana hizmet etmiş oluruz, hurafe ve batılın tuzağına düşmekten de, asla kurtulamayız.

Uydurma Hadisler

Hadisler çoğu zaman kur`an-ı kerime eş tutularak kullanılmakta ve bunun sonucunda yalan yanlış şeyler ortaya çıkmaktadır. Şu bilinen bir gerçektir ki hadislerin büyük çoğunluğu uydurma ya da çarpıtmadır. Bu uydurma hadislerin genel sebebi, Kuran-ı Kerim`i değiştiremeyince, kendi dünya görüşlerini ve despotluklarını(genelde kadınlara) geçerli kılmak içindir. Veya aslen islam düşmanlarınca araya sıkıştırılması sağlanmış olması büyük bir olasılıktır. İlk çıktığı dönemden bugüne kadar islamı yok etme çalışmaları hep sürmüştür.


Hatta çok sahih kabul edilen buhari, muslim gibi hadis rivayetçilerin eserleri içinde bile bu uydurma hadisler vardır. belki kendileri yaptı bunu ya da belki kendilerinden sonrakiler bu hadis kitaplarına sonradan ekleme yaparak onlar yazmış gibi gösterdiler. Bu hadisler bu kitaplara bile nasıl girmiş olursa olsun insanlar dogmatik bakışlarından artık kurtulmak zorundadır.
Hadisler içerisinde yer alan saçma sapan uydurulmuş ya da çarptırılmış öyle hadisler var ki, çoğu müslüman bu hadislere göre hüküm vermektedir Kur`an-ın yerine. Din alimleri Hz. Muhammed`in, sözlerinin kitap haline getirilmesini yasakladığını(ayetler ile karıştırılacağını düşündüğü için) söylerler ama bir yandan da hadis olayını savunurlar.
Biz Hadislere fazla güvenmeyin, onları ölçü almayın deyincede “peygambere itaat edin” ayetlerini getirirler. iyi de o zaman siz neden itaat etmediniz? Daha bu kişiler itaatsizlik yapmış oluyorlar. Ne? Gerek mi duyuldu bu sözlere? Neden? kuran yetmiyor mu? Akılsız mısınız anlamıyor musunuz yazanları? Öyle iseniz bir sözüm olamaz. Allah akıl fikir versin, ne diyelim?
Elbet hadisler için de yazan saçma sapan uydurma hadisler islam karşıtları tarafından da ballandıra ballandıra kullanılmaktadır, gerçekten söyledi peygamberiniz bu sözleri bakın şuna dercesine. Komiktir ki diğer yandan da mucizevi arz eden hadisleri kabul etmezler, gerçek değil, efsane derler. Bu biraz iki yüzlülük değilde nedir?
Gelelim şu meşhur hadislere. Bazı hadislerin kendi içerisinde çeliştiğini görünce sizler de şaşacaksınız. O zaman şu soruyu sorun kendinize. Nasıl güvenecegiz bu buhari, timriz hadis kitaplarına? cevap basit. Güvenmeyeceksiniz. Kur`an-ı Kerim`e güvenin. Onunla zıtlaşan tüm hadisleri unutun. Bu kadar basit işte. (elbet bunun içinde önce kuranı okumak anlamak lazım. )
“Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazı bozulur” (Buhari 8/102; Hanbel 4/86).
“Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmesini emreden ayet, Ayşe`nin döşeğinin altındaki sahifede yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Ayşe onun defin işlemleriyle meşgul iken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sahifeyi yedi ve böylece taşlama cezası Kuran`dan çıktı; ama hükmü devam ediyor” (İbni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131, 132, 183; 6/269).
“Keçinin yemesi sonucu Kuran`dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran`a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi” (Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).
“Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama cezasını uyguluyorlardı. Onları bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim” (Buhari 63/27). (şaka gibi zina yapan maymun. evlenmemiş terbiyesizler)
Bu iki hadise dikkat. Zıtlaşma var.
“Peygamber hiç bir vakit ayak üstünde işemedi” (Hanbel 4/196; 6/136, 192, 213).
“Peygamberin ayak üstünde işediğini gördüm” (Buhari 4/60, 62; Hanbel 4/246; 5/382, 394).
“Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine`ye gelerek müslüman oldular. Medine`nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar va çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı. Ellerini ve ayaklarını kesti. Gözlerini oydu. Çölde susuz ölüme terketti. Biz onlara su vermek isteyince Peygamber bizi engelledi” (Buhari 56/152, Tıb 5/1; Hanbel 3/107, 163)
“Musa ölüm meleğinden çok korkuyordu. Bir gün ölüm meleği canını almaya gelince meleğin yüzüne tokat atıp bir gözünü çıkardı” “Allah`ın elçileri arasında ayırım yapmayınız. Ben, Yunus peygamberden bile üstün değilim” (Buhari 65/4, 5; Hanbel 1/205, 242, 440; 2/405, 468).
“Ben Adem oğullarının efendisiyim” (Hanbel 1/5; 5/540, 388).
“Hesap günü tüm peygamberler korku içinde canlarının derdinde iken, sadece ben ümmetimi düşüneceğim” (Buhari 97/36).
“Uğursuzluk üç şeydedir, at, ev ve kadın” (Buhari 76/53).
“Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi” (Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113).
“Dünya balığın üzerindedir. Balık başını sallayınca dünyada depremler olur” (İbni Kesir, 2/29; 50/1).
“Liderler mutlaka Kureyş kabilesinden seçilmelidir” (Buhari 3/129, 183; 4/121; 86/31).
“Tüm kara köpekleri öldürünüz. Çünkü onlar şeytandır” (Hanbel 4/85; 5/54).
“Karga fasıktır” (Buhari 59/16; Hanbel 2/52).
“Allah zamandır” (Muvatta 56/3).
“Allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir” (Buhari 97/24, 10/129 ve 68. surenin tefsiri).
“Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti” (Buhari).
“Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar Zeynep`le yatardı” (Buhari, Hibe/.
“Peygamberin izniyle ihramdan çıkıp Mina`da bulunan kadınlarımıza yöneldik.
Zekerlerimizden meni damlıyordu ” (Buhari, Hac/81; Müslim Hacc/141).
“Peygamber öldüğünde, zırhı birkaç kilo arpa karşılığında bir Yahudi`nin yanında rehin duruyordu” (Buhari 34/14, 33, 88; Hanbel 1/300; 6/42, 160, 230).
“Peygamber, Medine`de bir yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı. ” (Buhari 59/11; 76/47; Hanbel 6/57; 4/367).
“Sol elinizle yemeyiniz, içmeyiniz; çünkü şeytan sol eliyle yer içer” (Hanbel 2/8, 33).
Gördüğünüz gibi buraya kadar yazan sözde hadisler Kur`an-ı Kerim`e ters düşen, akla mantığa uymayan saçma sapan sözlerdir. Elbet bunlar sadece küçük bir kısmı.
Hadisi alternatif kaynak olarak görenler (hüküm çıkarmak için.. vs) bir de şu aşağıda ki hadislere baksınlar lütfen.
“Ömer, peygamberden, halkın doğru yoldan sapmamaları için kendisine birşeyler söyleyip yazmasını istediğinde; Peygamber: `Allah`ın Kitabı bize yeter` dedi” (Buhari İtisam 26, İlim39, Cenaiz 32, Merza 17; Müslim Cenaiz 23, Vasaya 22).
“Kuran`dan başka hidayet kaynağı arayan sapıtmıştır” (Tirmizi 2906).
Kuran bize yeter kardeşlerimiz. Hadisler kaynak olarak kullanılamaz. Kuran bunu yeterince açıklamıştır.
Allah size Kitap`ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah`ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma.
Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O`nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O.
(Enam Suresi 114-115)
Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur`an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir. (Yusuf Suresi 111)
İşte bunlar, Allah`ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah`tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar? ! (Casiye Suresi 6)
İşte onlardır Rablerinden bir kılavuzlanma üzere olanlar; işte onlardır gerçek kurtuluşu bulanlar.
İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır. (Lokman Suresi 5- 6)